Benim hakkımda

09.09.1944 yılında Manisa Akhisar Zeytinliova’da doğdum. Fakir üç çocuklu bir ailenin en büyük çocuğuydum. İlkokulum Manisa’da bittiği yıl annem çok genç yaşta vefat ettiği için, bakımsızlıktan ortaokula bir yıl devam ettim fakat okuyamadım. O yıl sonunda rahmetli babam İzmir daha iyi olur diyerek bizleri İzmir’e getirdi. Bende daha çocuk yaşta çalışmaya başlamış oldum. İlk birkaç ay incir üzüm mağazalarında ayakçı olarak çalıştım sonra babam beni bir sanat öğrenmem için, Çankaya’da bir tabelacıya çırak verdi. Benim daha ilkokuldayken resme karşı merakım ve lütfu ilahi olarak becerim vardı. Orada daha bir yıl olmadan 4-5 çocuk içinde sivrilerek dükkanda kalfa gibi muamele görmeye başlamıştım. O yıllarda yazılar yağlı boya ile değişik çeşit ve boylarda elle yazılmaktaydı. Ustamız yağlı boya resim ve tablolar da yapmaktaydı. Fakat bizler daha çocuk olmamıza rağmen onun resimlerini hiç beğenmezdik. Bizim dükkanımızın üstünde başka bir tabelacı ve ressam usta vardı, onun resimlerine ise bayılırdık. Bana resim konusunda o ustamızın daha çok faydası olmuştur.

Orada çalışmaya devam ederken, yukarıdaki ressam ustamızın, yeğeni İstanbul’dan gelip İzmir’de evlenerek buraya yerleşmişti. O zaman yapacak bir işi yoktu, o da dayısından biraz yazı ve resim öğrendiği için, ustam bana yeğeniyle beraber tabela işini yapmamızı teklif etti. Bende ona karşı olan sevgi ve hürmetten dolayı kabul ettim. Yeğeni evli ve birde çocuğu olmuştu ayrıca benden 8 yaş büyüktü. O yüzden ustamız bana “Şefik sen ondan hem yaşça küçüksün hem de o evli ve birde çocuğu var, onun için o 60 alsın, sende 40 al” dedi. Tabii ben yine doğru olanın bu olduğunu bildiğim için, hemen evet dedim.

Herhalde o yaştayken böyle şeyleri bize lütfeden Rabbim önümde benim hayatımın değişmesine sebep olacak yollara bizleri koydu. Yeni işimizde 4-5 ay kadar olmuştu beraber gayet güzel anlaşarak ekmek paramız çıkıyordu. Bir gün bu yeni abim bana şöyle dedi. “Bak kardeşim ben daha önce İstanbul-Beykoz’da Shell fabrikasında yıllarca usta olarak çalıştım. Şimdi oradan yine beni iş için çağırıyorlar, gidip bir görüşeyim” dedi. Ben de tamam diyerek iki ustamın yanında yine tabelacılığa devam ettim. O abi birkaç gün sonra sevinç içinde geri geldi. Onunla Ege ve Akdeniz bölgesinde yeni Shell benzin istasyonları ve servisleri kurma işini taşeron olarak yapması için anlaşmışlar. Ben o zaman 15 yaşlarındaydım, bana “Şefik sana öyle bir meslek öğreteceğim ki senin hayatını değiştirecek” dedi. Ona bir miktar para da vermişler, hemen lazım olan takımları düzerek ilk işimiz olan Aydın yolunda bir benzin istasyonunun kurulumunu yaptık. Sonra ben askere gideceğim yıl olan 1964 yılının Eylül ayına kadar zannediyorum 30-35 tane benzin istasyonu ve servis kurduk. Biz işleri yaparken, ayın 30 günü orada çalışmıyorduk, en fazla 15-20 gün dışarıda sonra yine İzmir’de oluyorduk. Tabii ben yine o zamanlar tabela ve resim işine devam ediyordum. Bu arada ben resim sanatında Bi’iznillah oldukça iyi bir mesafe kat etmiş oldum, her iki ustamda bana övgüler yağdırıyordu. Biz o zamanlar Alsancak’ta daha çok peyzaj ve natürmort olarak yaptığımız tabloları yol boyunca duvar kenarında sergiler daha çok turistlere satış yapardık. O zamanlar bize göre onlardan kazancımız çoktu. Bu arada DYO boya fabrikası reklamı olsun diyerek, Fuar içinde yağlıboya resim sergisi açıyordu. 1963 yılında 2. Resim sergisine bende bir 40×60 ebadında duralit üzerine natürmort bir tabloyla katılmıştım. O yıl Türkiye’nin  yaşayan meşhur ressamlarının hepsi de katılmıştı. DYO sergiden sonra katılan 71 tablodan 4 tanesini müzesine koymak üzere satın almıştı. O dört tablodan birisi benim tablo olmuştu. O çerçevesi dahi olmayan tabloma o gün 250 tl. vermişlerdi ki, benim yaşımda birisi için çok onur verici bir şey olmuştu.

Neyse benim resim yapmam (takriben 15 yıl kadar hariç) hiç durmadan bugüne kadar devam etti. Fakat askere kadar 5 yıl Shell benzin istasyonları kurmak beni çok geliştirdi ve makine işine girmeme vesile oldu. Askerden geldikten sonra yeni evlenmiştim bu seferde Shell firması Mersin’de mutfak, sanayi ve piknik LPG tüp dolum tesisi kurmuşlar, bu işi bana öğreten ustamı fabrika müdürü olarak beni de o güne göre çok yüksek bir maaşla teknik müdür olarak aldılar. Orada 6 yıl çalıştım, fabrika sahipleri benden son derece memnundular, hatta benim ustam oradan İstanbul’a dönmek için ayrılınca, bende iki çocuk da olunca İzmir’e döneyim diye söyledim, onlar bana gel seni fabrika müdürü yapalım demelerine rağmen, ben 1973 eylül ayında yine İzmir’e döndüm. 3 yıl kadar değişik ticaret işlerinde çalıştım fakat ticaret işi bana uymadı.

Sonra bir metal ambalaj işinden teklif geldi bende hem makine işi ve hem de sigortamı tamamlayayım diyerek orada çalışmaya başladım. Orada ayrıca bir sanat daha öğrenmeme sebep oldu, teneke ambalaj üzerine litoğraf baskı yapan büyük bir fırını olan matbaa makinası alındı. Bi’iznillah benim iyi bir makineci ve ressam olmam matbaada iyi bir usta olmama vesile oldu. Orada 14 yıl çalıştım, emekliliğim dolduğu için oradan da ayrıldım. Fazla boş durmadan bu seferde Erzurum’dan gazete matbaası kurulması için bana teklif geldi. Bende çoluk çocuğu toplayarak oraya gittim. Matbaayı kurarak 3 yıl da orada müdür olarak kaldım. Sonra bu seferde 1994 yılında Azerbaycan’dan Bakü’den teklif geldi yine orada gazete matbaası kurmak için gittim. Orada 1 yıl kaldım, oradayken Türk Cumhuriyetleri 1991 de Rusya’dan ayrıldıkları için, kril alfabesinden latin alfabesine geçerek kendi ders kitaplarını basmak için, beni bu seferde Türkmenistan’dan çağırdılar. Oraya giderek onlarla görüştüm 1996 yılı ocak ayında oraya gittim. Orada da onların işini kurarak sonra oraya gelmiş olan Türk arkadaşlarla hep beraber ticaret işine atılalım diyerek birkaç tane mobilya mağazası açtık. Başta çok güzel işler yaptık, fakat sonraları oranın devlet idaresinden kaynaklanan problemlerden dolayı, benim gibi birçok arkadaş ta işlerini bırakıp oradan ayrılmak zorunda kaldık.

Ben 2001 yılının son günlerinde oradan ayrılarak yine İzmir’e geldim. Bu gelişimden sonra, 29 yaşında başladığım namazımı hiç ara vermeden kılıyordum. Fakat dinimi daha iyi öğrenme fikri her zaman aklımda vardı fakat çok çalışmaktan (bahane olamaz amma) pek öğrenememiştim. Bu defa etrafımdaki hocaların vaazlarına ve yazılan dini kitaplara bakınca hiç tatmin olmadım, yazılanlar ve anlatılanlar adeta bir ticaret işine dönmüş gibi gördüm. İşte o zaman takriben 18-20 yıl önce kendi kendime “bütün bunlar İslam dinini nereden öğreniyorlar” diye sordum.

Tabii cevabı malumdu, önce Kur’an sonra Kur’an’a ters düşmeyen hadisler ve geçmiş İslam alimlerinin eserleri, Peygamberimizin hayatı, mümkün olduğunca İslam tarihini okumak. Hamdolsun okuduğumuzu anlayacak kadar aklı Rabbimiz bize lütfetmiş diyerek başladık okuyup öğrenmeye. Takriben 18-20 senedir okuduklarımızdan devamlı notlar alarak birçok insanlara okumaları için yazarak fotokopiyle çoğaltıp dağıttım. Son 15 yıl kadar da ilk bilgisayarı alarak onda yazıp sosyal medyayı yalnız imani konularda anlatmak için kullandık. Bu arada 2011 ve 2013 yılları arası İnternet gazeteciliğinde yayın yapan Haber Tempo gazetesinde köşe yazarı olarak kırktan fazla makale yazdım, onlar bugün dahi Google den adımı yazarak okunmaktadır. Sonra oradan ayrılarak yine sosyal medyada kendime ait ve birçok guruplardan onların istemesiyle yazılarımı yayınladım. Son 3 yıldır sosyal medyadan ilgimi keserek, araştırma, inceleme ve yorumlarımı bir araya getirip kitap basmaya karar verdim. 1. Kitabım, “Ben neyim, Nereden geldim, Geliş gayem nedir, Nereye gidiyorum” 2. Kitabım ise, “Senin ve Benim kafama Takılan sorular” dır. 3. Kitabım ise İnşaAllah 1-2 yıl sonra tamamlanacaktır.

Bu iki kitabımın basılmasında bana maddi destekte bulunan önce manevi oğlum Merdan’a ve diğer kardeşlerime çok teşekkür ediyorum, böyle hayırlı bir işte muhakkak onlarında hisseleri olduğuna inanıyorum, Allah da onlardan razı olsun İnşaAllah.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir